Ezberlemesi kolay şiirler

Uzun Şiir - Uzun Aşk Şiirleri - Ezberlemesi kolay şiirler - En güzel Şiirler - Aşk Şiirleri - Derin Manalı Şiirler


Aşk, sen hariç her şeyi ve herkesi kaybetmeye değerdi derdim; ama ben bu aşkta en çok seni kaybettim. Sendeki varlığımı sorgulamak değil niyetim. Sende ne kadar yoktum odur benim derdim.
Ah ah... Hayat bize gidenlerin niçin dönmediğiyle değil, neden gittiğiyle ilgilenmemiz gerektiğini öğretiyor.
Eğer aynı şehirde yaşıyorsanız, geçmiş bir türlü geçmiş olmaz. Hayır! Şehir onu hatırlatmaz; şehir zaten onun yokluğudur. Unutmaya çabalarsınız sonra… İnsan unutarak tutunabilir mi? Bir yokluk nasıl yok olur ki?
Eğer bir gün dönersen, beni sevmeye yaralarımdan ve hatalarımdan başla. Ben onlarla barışığım. Senin ekleyeceklerini de sevmeye hazırım.



…Çünkü ağlamak; dudakların diyemediğini gözyaşlarına söyletmekti, akardı sustukların gözünden. Çünkü ağlamak, sözsüz bir şiir yazmaktı; taşardı derdin gözünden. Çaresizliğiniz eyleme döner ağlarken. Kendi kendinden yardım diler insan. Duyguların tuzu göz suyuna karışır. Aktıkça temizler içini. Ama değiştiremez acıyı, şöyle bir tozunu alabilir ancak. Senden başka kimse bilmez damlaların sancısını. Bir cenin gibi kıvrılırsın kendine. Kıvrılırsın kaderine… Nasıl ağladığın değil, neye ağladığındır önemli olan. Ağlasan da ağlamasan da uğruna ağladığın insan değişmez; çünkü senden akan gözyaşı onda hiçbir şeyi temizlemez. Düştüğü yerde mucizeler yaratmaz ama ağlamak sadece seni yıkar, paklar. Ne gariptir dışarı akan suların içini temizlemesi.
Gözyaşlarını içine akıtanın en çok ruhu çürür. Yanakları ıslanırken kalbi kurur.
Soyunmadan çıplak kalmaktır ağlamak. Islak bir sitemdir ağlamak. Çaresizlik, ağlarken adını yutkunmaktır.nGözlerin tövbesidir; her seferinde tekrar tekrar bozduğumuz… Gözlerin ıslak ve sessiz çığlığıdır. Susmaz gözlerin. Kaçar gibi dökülür yaşlar. Fark edersin ama tutamazsın. Bakarsın ve ‘Hay Allah’ dersin. ‘Nasıl da gözümden kaçmış!’
Yokluğun değil, umutsuzluğundur ağlatan.. .



Bir insanın sizi sevdiğini fark etmemeniz, karşınızdaki insanı öldürmeden katili olmanız demektir. En çok sahip olamadıklarına kızan, ama en çok sahip olduklarından vazgeçen insanlardır onları terk edenler. Başkalarının doğrularında büyümek yerine, kendi yanlışlarımızda yok olmayı tercih ediyoruz.
Eğer geçmişteki acılarımızın karşılığı karşımızdaki insanla sonlanmıyorsa, o kişi mutluluğumuzun başlangıcı da olamaz. Aldırmayın. İnsan, eksikliklerine sarılarak da hayatta kalabiliyor, mutlu olabiliyor. Hayatın en gaddar yanı, bir sonu olduğunu bize hep en mutlu anlarımızda hatırlatması… İnsanların en saf yanıysa hayatın bir sonu olduğunu her seferinde unutması... Oysa çoğu zaman ölmek zamanını beklerken, belli etmeden içimizden ölüyoruz. Defalarca tekrarlanıyor bu son ama farkına varamıyoruz hiç. Biz bunu fark edene kadar geçmişe gömülüyor her şey. Keşke geçmiş bu kadar geçmeseydi. Bize bıraktığı tecrübeler de işe yaramıyor geçenlerin. Bu yüzden aynı hataları tekrarlayıp duruyoruz.. .




Hayat öyle değil işte. Sen burada gündüzü yaşarken, dünyanın diğer yarısı hep karanlıkta. İnsan dünyayı gördüğü kadar, hayatı bildiği kadar sanıyor. Doğru kararlar tecrübeden gelir ama tecrübe kötü kararlardan oluşur unutma. Korkusundan cesaret bulamayan, hatasından dönemez. Boğulmayı bilmeyen, kendi içine atlamaz. Kendisini suçlayan kendisine mahkûm ve başkasına gebedir. Eğer büyük mutluluklara sahipse insan, kaybedeceği çok şey var demektir. Öyle büyük mutluluklar istemem. Küçük mutlulukları büyütmek daha güzel. Mezarlığın girişinde ‘her nefs ölümü tadacaktır’ yazar. Kimisi yaşarken tadar bunu ve öyle buruk devam eder yaşamaya. Bir ölüm, bir de kıyamet kaçınılmazdır. Kiminin kıyameti yaşarken kopar da bilmez. Çünkü hiç kimse çökmeden kıyam edemez.. .




nsan hep sahilden yürüyerek denizleri aşamıyor. Karşı kıyıya ulaşmak için dalgalarla boğuşmak gerekiyor. Bu mücadele içinde sana gerekli olan bir çok şeyi, boğuştuğun denizde düşürüyorsun. Saklaman gereken en önemli şeyi düşürmedikten sonra sorun yok. O da inanç.. .





Beni sevmeyi unutma.. .
Buzul bir mevsimde karşıma çıkan bir ateş çemberiydi gözlerin. Geriye kaçsam donacaktım, derin derin baksam yanacaktım. Elimi tuttun ve avuçlarının değersizliğimi unuttuğum tek sığınak olduğunu fark ettirdin bana, kendime kavuştum seninle. Seninle tüm karanlıklara korkusuzca yürüyebilirim artık. Gerçi benim korkum karanlık değil, ışığımın olmamasıydı. Ama artık ateşten gözlerin ve beni hayata bağlayan sığınağım olan ellerin vardı. Bugüne kadar yaşamak istemediğim her şey ömrümü tüketiyordu. Gelmiştin işte! Gelişi gereğinden fazla ertelenmiş bir KAHRAMAN gibiydin. Gülüşündeki sıcaklığın yazla da alakası yoktu. Gözlerindeki ateşte ısıtırken buzul yüreğimi, bilmeden yolumu kendine çeviriyordun. Çok savaş verdim kendimle. Aşka düşmemek adına nice uçurumlara düştüm çocuk yüreğimle. Bir çuval pirinçti kısacık ömrüm; içinden sadece siyah taşları ayıkladığım, beyaz taşların da olabileceğini bilmediğim. Açık bir yaraydı kalbim, içine acıların koşarak saklandığı… Sen o yaralarımı bakışlarınla okşadın bilmeden. Hani bazen küçücük bir ana koca bir hayatı sığdırırsın ya… İşte şimdi koca bir hayat o küçücük ana sığmaya hazır.. .
Kalbimin Alevine.. .




O,noktasız bir yalandı ömrümde. Bense son noktası unutulmuş bir cümle. Ne bitebiliyor ne devam edebiliyordum. Gözleri ‘sev beni’ dedi ama sözleri izin vermedi.
Buldukça kaybettiğim, bekledikçe gelmeyenim olacaktı artık. O uzaklaşarak gidiyordu, ben çakılıp kalarak...
Durduğun yerde gidiyorsan terkediliyorsundur.. .




Artık kendini bile ısıtamıyor altı kısık kalbimin ateşi. Yazdım, yazdım, yaza yaza azaldım. Adam olamadı içimdeki çocuk. Kalbinin kilidini açacak anahtar kelimeler bilsem de hep figüran kaldım kendi filmimde. Bir ben etmedi senden kalanlar. Aslında ben hala benim de, tanık bulamıyorum kendime. Yine de çalan her kapıya koştum belki benimdir diye… Kendimden yaptığım uçurumları armağan ettim kendime. Meğer sensizlik; düşerken kaybolmakmış uçurumun içinde.. .



nsanoğlu böyleydi işte. Olmadığı gibi olduğunu düşünüp kendini yüceltirken, aslında ne olmadığını çok iyi bilirdi. Ve insanlar asla ne olmadıklarını söyleyemezlerdi birbirlerine. İnsanlar arasında sessizce varılan hüzünlü bir anlaşmaydı bu. Herkes memnundu halinden. Tatlı yalanlarda kaybolmak, acı gerçeklerde kendini bulmaktan daha çekiciydi.”

Sanki bir sakatlık vardı doğumumda. Yoksa bu kadar başkasının gibi duru muydu bu kalp göğüs kafesinde? izliğimde kurdum dünyamı. Cümleler kurulunca değil, kuruyunca oluyordu bu. Tamamlanmamış bir cümle gibi bıraktı beni. Böyle de apansız gidilir miydi? İnsan diliyle ettiği yeminleri kalbiyle bozar mıydı? Şimdi her yerde tanıyacaklardı beni. Onsuzluk sırıtacaktı yüzümde. Demek yanağımı öperken, kalbimi asıyormuş içinden. Her sabah yeni bir hayat başlasa da dışarıda, dünden kalan ne varsa, derme çatma kuruluyordu bende. Onun denizinde benim dalgalarım çırpınmıyordu artık.Aşk, hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş. Aşk, kederden gülüş beklemekmiş. Aşk, insanın karşısındakini sevmesinden çok onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş. Hepsine yeterdi yüreğim. Hepsine vardı cesaretim. El olup gitmeseydin.. .



O,noktasız bir yalandı ömrümde. Bense son noktası unutulmuş bir cümle. Ne bitebiliyor ne devam edebiliyordum. Gözleri ‘sev beni’ dedi ama sözleri izin vermedi.
Buldukça kaybettiğim, bekledikçe gelmeyenim olacaktı artık. O uzaklaşarak gidiyordu, ben çakılıp kalarak...
Durduğun yerde gidiyorsan terkediliyorsundur.. .




Artık kendini bile ısıtamıyor altı kısık kalbimin ateşi. Yazdım, yazdım, yaza yaza azaldım. Adam olamadı içimdeki çocuk. Kalbinin kilidini açacak anahtar kelimeler bilsem de hep figüran kaldım kendi filmimde. Bir ben etmedi senden kalanlar. Aslında ben hala benim de, tanık bulamıyorum kendime. Yine de çalan her kapıya koştum belki benimdir diye… Kendimden yaptığım uçurumları armağan ettim kendime. Meğer sensizlik; düşerken kaybolmakmış uçurumun içinde.. .





Bir aşk her anlama gelebilirmiş ama her anlam bir aşk etmiyormuş. Ben huzursuzluğa ait bir mutlulukmuşum ve bu mutluluğun çaresi yok biliyorum. Biliyor ve geri çekiliyorum. Biz kaybedenleriz. Bizde şans yüzümüze gülmez, bizde şans arkamızdan güler. Bizi ya sevmezler, ya sevmezden gelirler… Bu yüzden ne iyileşir ne de ölür bu yara. Sen bizi düşünme. Bitmiş değilim. Eksik öldüm sadece. Sana tavsiyemdir; bir gün aradığın insanı hayatına alırsan sakın ona nefesim deme! Aldığı her nefesi geri veriyor insan. Ve unutma, her gözyaşı yenilgi değildir, insan bazen daha fazla dayanabilmek için ağlar.. .


Anahtar Kelimeler : güzel sözler, güzel sözleri, sözler, anlamli sözler, anlamlı sözler, aşk sözleri, mevlana sözleri, sevgiliye güzel sözler, özlü sözler, ağır sözler, güzel anlamlı sözler, laf sokucu sözler, komik sözler, en güzel sözler, ask sozleri, anlamli sozler

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Duygularınızı Sözlerle İfade Edin - Sözlerin Kalbi