Atatürk'ün Çocukluğu

Atatürk'ün Çocukluğu

Karakter Boyutu    

"Bir gün yoğurt yerken ağabeyimle aramızda kavga çıktı. Ağabeyim sinirlenip kafamı yoğurt tasının içine sokmuştu. Sonra da katıla katıla gülmüştük." Makbule Atadan

Makbule Atadan Hanım’dan


Babam öldükten sonra dayımın köyüne yerleştik. Dayımın büyük tarlaları vardı. Orada çoluk çocuk hepimiz bir işe yardımcı oluyorduk. Ben ve ağabeyim Mustafa küçük olduğumuz için, bize de bakla tarlasına gelen kargaları kovalama görevi verilmişti. Sabahları annem bize yiyecek bazı şeyler hazırlar ve bizi tarlaya yolcu ederdi. Biz orada ağaç dallarından yapılmış bir gölgeliğin altında akşama kadar görevimizi sürdürürdük.

Bir gün yoğurt yerken ağabeyimle aramızda kavga çıktı. Ağabeyim sinirlenip kafamı yoğurt tasının içine sokmuştu. Sonra da katıla katıla gülmüştük.

Annem ağabeyim Mustafa’yı çok severdi. Belki ilk çocuğu olduğundan, belki de iki kızına karşılık  bir oğlu olduğu için ağabeyime çok düşkündü. Ona bir şey olacak, ona bir şey söylenecek  diye aklı çıkardı. Ağabeyim de annemi çok sever ve sayardı.

Ağabeyim küçükken de çok temiz  giyinmeyi  isterdi. Her çocukla konuşmaz, çocukların haşin davranışlarına, saban taşı atma, çelme takma gibi oyunlarına hiç iltifat etmezdi. Böyle oyunlara çağrıldığında, onları gayet kibar bir şekilde geri çevirirdi. Sokakta iki eli cebinde ve başı dik yürürdü. Herkesin dikkatini çekmekle beraber, sıkılgan bir çocuktu.

Kendisi, daha rüştiye mektebinde (15-16 yaşında) iken, Selanik eşrafından Eranoszadeler’in oğluna ve komşumuz Şevki Paşa’nın kızına ders verirdi.

Kaynak: Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul, Truva Yayınaları, 4. Basım  Mart 2006, ISBN: 975-6237-37-6. Sayfa: 39  

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Duygularınızı Sözlerle İfade Edin - Sözlerin Kalbi